1945 yılında Fransa’da evli bir çift
tarafından kurulan ve şu anda 33 ülkede birden aynı anda yayın yapan global
kadın ve moda dergisi Elle’i bilmeyeniniz yoktur eminim ki. Bu hafta siz
okuyucularımla ne paylaşsam diye düşünürken, birden masamdaki Elle ile göz göze
gelince, yıllardır her ay düzenli bir şekilde edinip okuduğum bu dergiyle
ilgili küçük bir anımı paylaşmak istedim.
Birkaç yıl önce, işim dolayısıyla
hafta sonumu uzak bir şehrin oldukça küçük bir kasabasında geçirmek zorunda
kalmıştım. O ayki Elle’i de yeni satın almış fakat 2 gün sonra evime döndüğümde
keyifle ayaklarımı uzatıp uzun uzun okurum diye hayal ederek yanıma almamıştım.
Nasıl olsa yoğunluktan başka bir şeyle uğraşmaya vaktim de kalmaz diye
düşünmüştüm. Hayatımdaki en büyük pişmanlıklarımdan biri oldu.
Hava muhalefeti nedeniyle çevre
illerden bazı katılımcılar gelemeyince, Pazar günü gerçekleşmesi gereken önemli
toplantımız Pazartesi’ye ertelendi ve ben de mecburen bir gece daha bu sıkıcı
kasabada konaklamak durumunda kaldım. Önümde sıkıntıdan ölmeden geçirmem
gereken koca bir Pazar vardı ve ben Elle’i evde bırakmıştım! Bulunduğum
kasabada gezilip görülecek pek bir şey yoktu –ki zaten o korkunç havada böyle
bir şansım da zaten yoktu. Derin bir nefes aldım ve en yakın markete gidip bir torba
dolusu abur cubur ve Elle ile birlikte birkaç moda dergisi almaya karar verdim.
Fakat hayalini kurduğum market ne
yazık ki henüz bu kasabaya uğramamıştı. Yalnızca küçük bakkallar ve manavlar
vardı, e haliyle de hiçbir dergi de satılmıyordu. Birkaç bulmaca eki olan
gazete aldıktan sonra odama döndüm ve yaklaşık 1 saat kadar bulmacalar ve
televizyon ile kendimi oyalayabildim. Belki bir şeyler oynarım diye tabletimi
çıkardığımda umutsuzca wifi ağı aramaya başladım. Hayatımda herhangi bir şeye
bu kadar sevindiğimi hatırlamıyorum: motelde çok yavaş da olsa kablosuz bir
internet bağlantısı vardı! Tabii ki hemen Elle internet sitesine kendimi atıverdim!
Bağımlısı haline geldiğim bu
mükemmel derginin online sitesine göz atma fırsatım o güne kadar hiç olmamıştı.
Büyük bir titizlikle hazırlanan moda yazıları, stil önerileri ve ünlü
modacılarla yapılan röportajlar sayesinde koca bir gün hem sıkıntıdan ölmedim
hem de 71 yıllık bu köklü dergi sayesinde yine hayat kurtaran bir sürü püf
noktası öğrendim.
İyi ki varsın, Elle!
*Basın Bültrenidir*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder